Bilim dünyasında özel ve önemli bir yeri olan Türk Tarih Kongreleri Atatürk’ün direktifleriyle 1932 yılında başlatılmış ve belirli aralıklarla günümüze kadar ulaşmıştır. Yeni buluşları ve bilimsel konuları yaymak ve tanıtmak amacıyla başlatılan Türk Tarih Kongreleri, Türk tarihi ile Türkiye tarihinin önemli olaylarının aydınlatılmasına büyük katkılar getirmiş, ülkeler ve insanlar arasındaki kültürel bağların kurulmasına ve geliştirilmesine de olumlu hizmetlerde bulunmuştur.
20 Eylül 2010 günü Ankara'da yapılan XVI. Türk Tarih Kongresi açılışında Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Ali Birinci, tarih araştırmalarının önemi ve kurum etkinliklerini dile getirdi; araştırmacılar için TTK'nın hazırladığı yayın olanaklarından bahsetti. TTK'nın bağlı olduğu Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AKDTYK) Başkanı tarihçi Prof. Bahaeddin Yediyıldız da AKDTYK ve bağlı kuruluşların, daha etkin bir bilim kuruluşu olma yolunda ilerlediğine değindi. Ayrıca tarih araştırmalarında sosyal tarih anlayışının öneminden, son zamanlarda kazandığı ilgiden ve Les Annales tarih geleneğinden söz açtı.
Kongrenin açılışına hükümet adına katılan Devlet Bakanı ve felsefe profesörüMehmet Aydın, özellikle şu kavramları kullandı: Türklerin dünya tarihindeki rolü bağlamında Gadamer'den ödünçlediği "müessir tarih/effective history"; Türkler hakkında sahip olunan olumsuz bilgilerin ve anlayışın ortadan kaldırılması için "yapı sökümü/deconstruction" veya "zemin temizliği"; bu aşamadan sonra geliştirilecek bilgisel "reconruction /yenidenyapılandırma" işi; kurumların derinlemesine incelenmesi ile anlaşılacak "derin tarih" kavramı ve bu bağlamda kullandığı "külli ruh/geist."
Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın, yaygın bir anti-oryantalist anlayışın dışında, bilimsel bir kadirbilirlikle oryantalistlerin çalışmalarını önemsedi; TV programları ile de gelişen tarih ilgisinin psikolojik boyutunu vurguladı. Selçuklu tarihini bir arayış ve araştırma konusu olarak adres verirken derinlikli ve samimi bir ifade kullandı.
